Kalp krizi riski aşırı kafein tüketimine bağlı olarak artar. Ancak kafein alışkanlığı olan bireylerde bu durum değişiklik göstermektedir.
Kahve yoğun oranda kafein içeren bir içecektir. Bu içeceğin tiryakisi sayılabilecek insanlar olduğu gib, sosyal içici olarak tabir edilebilecek ve arada sırada kahve tüketen insanlarda bulunmaktadır.
Kahve tüketimini alışkanlık haline getirmiş insanlarda her bir fincanın %50-60 oranında kalp krizi riskini arttırdığı saptanmıştır. Bu etki kafeinin kana karışıp atılması sürecine kadar devam eder. Kalıcı bir etkisi bulunmamaktadır. Ancak tüketiminden atılımına kadar olan süreç, kalp krizi açısından oldukça risklidir.
Kahve tüketimini alışkanlık haline getirmemiş ve nadiren kahve tüketen insanlarda bu durum daha fazla risk taşımaktadır. Çünkü yapılan araştırmalara göre kahve içerisindeki kafeinin kalp krizi riski açısından,kahve içme alışkanlığı olmayan insanların, kahve içme alışkanlığı bulunan insanlara göre daha riskinin daha fazla olduğu saptanmıştır. Kahve içme alışkanlığı olmayanlarda bir fincan kahveninkalp krizi riskini arttırma oranı %400 civarındadır.
Kalp krizi riski bulunan hastalarda, kafein içeren içecekler yasaklı içecekler arasındadır. Bunun sebebi kafeinin parasempatik sisnir sistemi üzerindeki etkisi nedeniyle epinefrin salgılanmasına sebep olması ve kalp kasının istemsiz uyaranlara maruz kalmasından kaynaklanmaktadır. İstemsiz uyaranlar kalbi fibrilasyona (titreme şeklinde kasılma, kan pompalama üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamaktadır) sokabileceğinden, mevcut kalp rahatsızlığı bulunan kişilerde kafein tüketilmesi oldukça tehlikelidir.
Epinefrin yani adrenalin, kalp kasının kasılmasını tetikleyen hormondur. Bu hormonun fazlalığı nedeniyle kalp kasında istemsiz atımlar yada etkisiz titreşimler meydana gelir. Aynı zamanda kalp atım hızını tetikleyerek oksijen tüketim miktarını arttırır. Kafeinin adrenalin salımını tetiklemesi bir süre sonra kalp kası ve diğer hücrelerin yeterince oksijelenmemesine sebep olur. Bu durum kalp krizini tetikleyebilir.
